10 Haziran Perşembe İzmir saati ile 13:53’te gerçekleşecek olan Güneş Tutulması, Halkalı veya Ateş Çemberi olarak kendini gösterecektir. Dünya ile Güneş arasına giren Ay’ın , Güneş ile tam kavuşum aşamasındayken Ay’ın uzaklığından dolayı küçük görünmesi ve Güneş’in üzerini tam kapatamaması sonucu sadece çevresinden yansıttığı halka/çember şeklinde görünen ışıkla tanımlanan bir tutulma olacaktır.. Kanada’da başlayıp Sibirya’da bitecek olan bu tutulmanın aktif etki alanı Kuzey Yarım Küre’dir. Kanada, Grönland, Kuzey Amerika, Rusya’nın kuzey doğusu, Atlas Okyanusu’nun kuzeyi, Kuzey Avrupa, ve Kuzey Asya’yı hedef alan tutulma ülkemiz üzerinde gözlemlenmeyecektir. Yaklaşık 4 dakika sürecek olan bu doğa olayı değişken nitelikli hava elementinde olmasıyla fırtınalı hava koşullarına ve doğal afetlere de sebebiyet verebilir. Tutulmaları, Dünya üzerinde yaşayan atalet halinde kalmış ruhlara gönderilen bir nevi dürtülme enerjisi olarak algılayabiliriz. Bir şeylerin artık bitirilmesi ve yeni bir takım şeylerin başlaması gerektiği algısına geçerek fiziksel realitede hayatlara ivme kazandıracak enerjilerin açığa çıkması olarak yaşanacaktır. Ülkemiz her ne kadar 1.derecede etki altında olmasa da tutulacak bölgelerde yaşanan gelişmeler kelebek etkisiyle önümüzdeki 4 yıla global effect vererek bizleri de nasibimizde olana hazırlayacaktır.
19° İkizler burcunda yöneticisi Merkür ile kavuşum açısı içinde olan yeni ay fazındaki bu tutulma İkizler’in temsil ettiği konulara vurgu yaparak pratik ve çok yönlü olma özelliğini güçlendirecektir. Değişken nitelikteki burçlar (ikizler, başak, yay, balık ) üzerinde hissedilir bir mücadele enerjisi çalıştıracaktır. Bilgi alışverişini, eğitim-öğretimi, öğrenci ve akademisyenleri, anlaşmaları, diplomatları her türlü yazılı ve imza gerektiren işleri, basın-yayın organlarını, gazetecileri, haberleşme ve iletişim ağını, ticareti, lojistik firmaları, ulaşımı, taşınmaları, nakil işlemlerini, kardeşleri, kuzenleri yakın çevre ilişkilerini içine alan İkizler; fikirlerimizin, düşünce tarzımızın, zihnimizin ifade şeklimizin yönetici gezeni Merkür’le bilgi akışını ve haberleşme trafiğini hızlandırarak sansasyonel haberlerle de kendini gösterebilir. Kad yönünde gerçekleşen bu tutulma kadersel hayat yönümüzü tayin ederken yeni ay fazıyla bizi yeni başlangıçlara götürecek olsa da yönetici gezegeninin retro harekette olması, önceden başlanmış ancak bir sebeple yarım kalmış, tasarlanmış fakat aktif edilmemiş, ihmal edilmiş, unutulmuş, askıya alınmış veya zamana bırakılmış konuların formatlanarak ilerletilme zamanı geldiğini gösteriyor. Satürn’den aldığı destekle İkizler burcundaki bu tutulma yeni yeni icatlar da çıkarabilir. Bilimsel çalışmaların ve telekomünikasyona dayalı gelişmelerin pragmatik prensiple kolektife armağanı söz konusu olabilir. Tutulmanın 9.eve yerleşmiş olmasıyla uluslararası iletişim ve haberleşme, serbest dolaşım, yurtdışı seyahatler, hak -hukuk anayasal düzenlemeler, ülkelerin sınırları ve karasuları, deniz hukuku, ithalat ve ihracat , dini propagandalar, eğitim sistemi ve yükseköğretim ile ilgili konuları gündeme getirecektir.
Tutulmanın Yükseleni 29° 31’ Başak burcu olarak olarak kendini gösteriyor. Burcun son derecesindeki yükselen, farklı bi element ve niteliğe geçmek üzere alıştığı yerden çıkıp bilinmez bir yere doğru giderken hissettiği gerginlikle stresli bir karakter yansıtıyor. Başak burcu bizim günlük rutin işlerimizi, çalışma hayatımızı, yaşam ve hizmet alanlarımızı, alışkanlıklarımızı, beslenme tarzımızı ve sağlığımızı ilgilendiren konulardır. Bireysel olarak bu alanlarda yapacağımız değişikliklere hazırlık evresinde olduğumuzu söylemek mümkün. Yükselenin Mc ile 29° deki partil karesi, bir süredir mücadele verdiğimiz zorlukların son aşamasına gelindiğini, iş veya yaşam alanlarında yapılacak yeni planlamalarla sosyal ve toplumsal statüde değişikliğe yol açacak gelişmelerin arifesinde olduğumuzu gösteriyor. Yine Merkür yönetimindeki yükselen Başak , artık sağlık konusunda evhamların son bulup şifanın hızla yayılacağına da işaret ediyor. 29° deki bitirme, bırakma, değiştirme evresindeki yükselenin, yöneticisi Merkür’den aldığı sert açıya direnç gösterirken Başak’ta olması sebebiyle bu aralar uğraşılarımız karın ağrısı hissiyle bağırsak sendromları yaşatabilir. 29 derece yerleşimlerinin fazlaca göze batması; değişime ramak kala pozisyonda, doğum öncesi son sancılar olarak düşünülebilir.
İstanbul ve Ankara saati ile yükselenin, Terazi’nin ilk derecelerinde seyrediyor olması; bazı değişimler için ilk hamlelerin yapıldığına ve yayılan etkiyle ülkeyi ilgilendiren konuların pek yakında vizyonda olduğuna işaret ediyor. Yükselen’in Teraziye geçişi; uluslararası platformda ikili ilişkilerimizi kullanarak uyum yakalamaya çalışıp en diplomatik şekilde masaya oturabileceğimizi söylüyor. Ancak, bu durumu yönetecek Venüs’ün Yengeç burcunda olması; dolaylı yönden ülke gündemine gelen vatan- millet konularında Merkür retrolu tutulmanın hakim olacağı görünüyor. Yani; geçmişte masadan kalktığımız konular için şimdi tekrar masaya oturacağımız gelişmelerle karşı karşıya kalabiliriz. Gizli kalmış, üstü örtülmüş konuların ortaya serildiği etkileri de beraberinde getirebilir. Bu durum sadece siyasi ilişkileri değil bireysel olarak ikili ilişkilerimizde ve ortaklıklarımızda de geçerli olacak bir etkidir. Geçmişte başlatılan konuların devamı niteliğindekiler için geçerli olmasa da ilk defa önümüze gelen konu ve fikirler için atılacak imzalar, verilecek sözler Merkür retrosu tarafından arızalı şekilde işleyecektir. Tüm bunlar için doğru bir zamanlama değil dercesine aksaklıklara, hiç olmayacak prüzlere sebebiyet vererek kişiyi pişman etme noktasına getirebilir. Önceden başlatılan, yarım kalmış konuları tamamlamak üzere ilerlemek daha mümkün görünüyor fakat, bu noktada ise dikkat edilmesi gereken Merkür’ü kareleyen Neptün faktörü. Gaz bulutu, sis perdesi, hayalperest gezegen olarak anılan Neptün’ün; akıl, fikir, zihin temsilcimiz Merkür’e yaptığı zorlu açı; içinde bulunduğumuz konuların net ifade edilememesi veya algılanamamasına bağlı yanılma, aldanma etkisi çalıştırabilir. Hızlı hareket etmesi ve kurnazlığı ile nam salmış Hermes (Merkür) karşı tarafa oldu bitti efekti verebilecek güçteyken İşin sonunda yine, ‘’Kandırıldık’’ dememek için konu , kişi veya olaylar karşısında gözümüzü kulağımızı dört açmak şart. Uyarmadı olmasın, ‘’hayallerimi çaldı’’ trajedisi de bu oyunun içindedir. Meditasyon için nimetten sayılan bu açı kalıbını, nefes tekniklerinin kullanıldığı, zihni yavaşlatarak anda kalabilme çalışmalarıyla en elverişli şekilde değerlendirebilir, keyifli ve huzurlu hissin olumlu fiziksel yansımalarını da elde edebiliriz. Haliyle Mars’ın konumu sayesinde buna da ziyadesiyle ihtiyacımız olacak..
Eylemlerimiz, irademiz ve eril tarafımızın temsilcisi Mars Yengeç’te, üstelik anaretik derecede… tarzına uygun olmayan kıyafetlerin içinde konsept dışı kombinasyonuyla üstelik yakıcı ve yok edici yer altı dünyasının hakimi Plüton’un tam karşısında. Peşindekilerden kaçamaya çalışırken kılık değiştirme fikriyle bulduğu kadın kıyafetini üstüne geçiren, fermuarı patlamak düğmesi fırlamak üzere olan süper minisiyle kendini sokak düğününün içinde bulan ve nefesini kesen huzursuzluğuyla eteğini çekiştirdikçe dikkat çeken ne bir köşede oturabilen ne de çalan oyun havasına ayak uydurabilen etekli delikanlının kaçmak için fırsat kollama çabasında olduğu yetmezmiş gibi birde mahalle mafyasının taciz eden bakışlarıyla karşı karşıya kalmışlık hissi gibi.. tutulma öncesi kesinleşen bu Plüto-Mars açı kalıbıyla gözküyüzü tam ‘’Gırgıriye’de Şenlik Var ‘’ tadında. Ateşleyen enerjisiyle şavaşma gücümüzü anlatan Mars’ın , duygusallığı ve anaçlığı ile meşhur Yengeç’teki yerleşimi; birbirine zıt kavramların iç içe geçmesi gibi duygusal dürtülerle hareket ederken kendine zarar veren, anlaşılmadığı zaman alınganlıkla duygusal hezeyan içinde yaşamaya çalışan dışa vuramadıklarını içinde biriktiren tarzda ilerlemesi mideye vuran rahatsızlıkları da tetikleyecektir. Kendisi olamadığı halden ve ait olmadığı yerden bir an önce kaçıp kurtulmak isteyen Mars, aceleciliği ile sakarlıkların yol açtığı yaralanmalara, kazalara, patlamalara ve kavgalara da sebebiyet verecektir. Taciz ve kadın cinayetleriyle de gündeme damga vuracak bu zor ve sevimsiz açıyı umarım vakkasız atlatırız. Neyse ki bir, iki gün sonrasında Mars’ın kendi kimliğini bulduğu Aslan burcuna geçişi , bizi daha pozitif senaryoların içine bırakacaktır.
İlişki ve para temsilcimiz Venüs’ün Yengeç burcundan 5.evdeki Jüpiter’le yaptığı üçgen açı; büyüyen aile temalarına vurgu yaparken aile olma, yuva kurma, çocuk sahibi olma gibi konularda şanslı etkiler altında olduğumuzu gösteriyor. Ancak; Jüpiter’in büyüten etkisinin olumsuz sonuçlarına da zaman zaman değinerek uyarı mahiyetinde frene basmamız gerekebileceğini hatırlatmak isterim. Bu iki benefik gezegenin üçgen açısı ; yetenekler, hobiler, borsa ve şans oyunları alanında güzel fırsatları önümüze getirebilir, hatta bu fırsatlara hisseli iş teklifleri de dahil olabilir. Bu fırsat bir daha gelmez mantığıyla kendimizi gaza getirip geçimimizi sağladığımız bütçenin tamamını veya elimizde olanın tümünü ortaya koyacağımız bir gaflette bulunursak ocağımıza dikilecek incir ağaçlarının siparişini onaylamış olabiliriz. Risk almaktan kaçınıp makul kazançlar hedefleyerek güvenli adımlar atmak zorundayız. Uranüs’ün Boğa burcundaki yerleşimi sebebiyle önümüzdeki birkaç yıl daha arkamıza yaslanarak yola devam edebileceğimiz finansal bir tablo yok maalesef karşımızda. Kaldı ki, Satürn ile yıl içinde artık bilmem bu kaçıncı sert açıya girmesi ve piyasaları çalkalayarak milleti köpürtmesi... bu süreçte alınan maddi riskler, kaygan zemin üzerinde eller cepte yürümek kadar güvenli olacaktır. Zamanın enerjisinde ise retro gezegenlerin artışı dikkat çekmekte. Retroların, öğrenilmesi gereken eksik kalmış ruh bilgilerinin tamamlanmasına değinen zamanlar olduğunu daha önce de konuşmuştuk. Tutulmanın Merkür retrosu yöneticiliğinde olması, zamanın efendisi Satürn’ün de retroda ve yine retro hareketteki gidiş yolumuz olan Gad ‘la seksit, Kad’la üçgen açı içinde olması karmik temizlik sezonu olduğunu apaçık ortaya koyuyor. Tecrübelerimizi kullanarak ilerlememiz gereken bir yola çıkıyoruz. Gökyüzü, kadersel yolculuğumuzda ele aldığımız bu konuları yapılandırmamız için bizi destekleyen zamanlar içinde olduğumuzu söylüyor. Hatalar yapılabilir, düzeltmek için fırsatlar illaki verilir. Ama ‘yanlış’ içinde ‘niyet’ barındırır.
Bedelleri elbet ödetilen yanlışların, doğrusu için verilen fırsat niteliğindeki bu gökyüzü tablosunda, ‘’geçmişini temizlediğin kadar geleceğini parlatırsın’’ mesajı veriliyor. Aynı yanlışlara müsamaha tanımayan teftiş kurulu, geçmişte bize anlatılan o dersi anlamış mıyız diye yoklamaya geliyor.
Bir bilgenin de dediği gibi, ‘’ israf etmeyin yaşamı, zamanı, sevgiyi, saygıyı… en çokta iyi niyeti.’’
Niyetlerimiz kaderimiz olsun. Bütünün hayrına olması dileğiyle..
Sevgi ve ışıkla…
Gizem AKIN