27 Şubat Cumartesi İzmir saati ile 11:18’de , 5-11 aksında 8° Başak dolunayı gerçekleşiyor.
5.ev; aşk hayatımızı, çocuklarımızı, yeteneklerimizi, sanatsal faaliyetleri, hobileri, 11.ev; toplumu ilgilendiren , sosyal gruplar içerisindeki rollerimizi kapsayacak olsa da, bu dolunay Başak-Balık aksında gerçekleşeceği için, günlük rutin işlerimiz, çalışma hayatımız, beden sağlığımız, yanımızda çalışanlar, evcil hayvanlar (Başak); iç dünyamız, bilinçaltımız, kimselere göstermediğimiz gizli yönlerimiz, sırlarımız, rüyalarımızı, hayallerimiz ve ruh sağlığımız (Balık) gibi konuların kombinasyonlarıyla hayatlarımıza ışık tutacak.
Dolunaylar her zaman gergin ve huzursuz enerjileri hissetmemize sebep olan süreçlerdir. Bir süredir uğraştığımız veya sonuç beklediğimiz konuların tamamlanma , nihayete erme dönemleridir. Aynı zamanda gözümüzden kaçan detaylara ışık tutarken görmezden geldiğimiz durumları da görünür hale getirerek sonlandırmamızı isteyecektir.
Dolunay yöneticisi olan Merkür, retrodan çıkarak üç haftadır titizlikle tüm detayların üzerinde düşünüp planladığın ama harekete geçmek için en doğru zamanı kolladığın o konuların startını verebilirsin diyor. Merkür’ün Kova burcunda Jüpiter ile kavuşumu, yükseköğrenim ve akademisyenleri, bilim ve teknoloji alanındaki gelişmeleri gündeme getirecektir. 10.evde olması bireysel hayatlarımızda iş ve kariyer planıyla ilgili fikirlerimizi hayata geçirme konusunda şanslı etkiler verirken Ay’a yaptığı 150’lik açıyla günlük hayat planında ayrıntılara takılıp büyük resmi gözden kaçırırsak bazı fırsatları da kaçırabilme riskini veriyor.
Jüpiter’in Gad’a sekstil açısı, artık eski inanç kalıplarımızı ve önyargılarımızı usulca bir kenara bırakarak, Kad’a yaptığı üçgen açısıyla da bilim ve teknolojinin dayanışmasına tutunup geleceğe güvenle götürüleceğimizi gösteriyor.
Başak – Balık bizim ruh ve beden sağlığımızla ilgilidir. Başak burcu ilgilendiği konu üzerinde ayrıntılarda kaybolabilir, takıntıya hatta obsesiftik boyuta taşıyabilirken durumu, bağırsak ve sindirim sistemi problemleri olarak ta kendini gösterebilir. Balık burcu bilinçaltının derinliklerini, sezgileri , hayal dünyamızı ve sınırsızlığı anlatır. Dolunayı, kurban rolüne en yaktın bu iki burçta deneyimlerken hayatımıza yansıyan konulara daha rasyonel bakabilmenin önem kazanacağı bir süreç içinde olacağız. Hayal ile reel arasında dengede kalabilirsek, var olan tüm potansiyelimizi ortaya dökerek ideallerimize yaklaşan mükemmel zamanlarda ilerliyor olacağız.
Ay Başak burcundayken duygusal anlamda huzursuzluk, memnuniyetsizlik ve eleştirellik verirken bu durum dolunay ile biraz abartıya kaçabilir. Ancak iyi haber şu ki, Venüs’ün artık Kova’dan çıkıp Balık burcuna geçmesiyle sevgiyi daha yoğun hissedeceğimizi söyleyebilirm.
Ay 12.evde olan Uranüs’e üçgen açı yaparken, şaşırtan platonik aşkları, şok etkisi veren duygusal açılımları, epeydir gizli yaşanan ilişkilerin ortaya dökülmesini ve ani duygu değişikliklerini de bu dolunayın güzel etkileri arasına ekleyebiliriz. :D
Yükseleni Boğa olan bu dolunayda, maddi manevi her ne yaşıyorsak, muhataplarımıza güven arayışımızın olduğunu belirteceğiz. Zira 12. Evde Mars’ın da kendini göstermesi saklı gizli konuların ortaya çıkması, gizli düşmanların farkedilmesi, koynumuzdaki yılanların baş göstermesi söz konusuyken güven en temel ihtiyacımız olabilir.
Hareketi temsil eden Mars’ın 12. Eve yerleşmesi eylemlerimizi gizli tutma eğilimi verebilir. Anın haritasında, ateş elementinin yokluğu ve değişken nitelik yoğunluğunun etkisiyle ölçüp tarttığımız, titizlikle üzerinde düşünüp sonuçlandırmak istediğimiz konularda bile kararsızlık, sebepsizce emin olamama hissiyatı ile atalet halinde kalma durumu yaşanabilir. Ateş elementini de günlük hayatımızda aktif ederek bu etkiyi aza indirebiliriz.
Mars’ın 9.evden Plüton’la yaptığı üçgen açı, komşu ülkelerle olan ilişkilerimizi, sınırlarımızı ve gizli düşmanlarımızı konu edinen yeni haberleri gündeme getirebilir. Aynı zamanda bu açı pandemi sebebiyle var olan kısıtlamaların esnetilerek yeni bir formla devam edeceğinin de habercisi. Uluslararası ticaret ve yurtdışı seyahatlerle ilgili yeni bir düzenleme de getirilebilir.
Yıl boyunca kendisinden her daim bahsettirecek olan Satürn-Uranüs mücadelesi , yeniyle eskinin kapışması olarak gerek kolektifi gerek bireysel hayatlarımızı farklı farklı konularla meşgul edecek. İktidarla muhalefet arasındaki gerilimli gündem bu dolunayda bizleri şaşırtacak devlet sırlarının ortaya çıkma ihtimalini gösteriyor. Maalesef ki giderek yaklaşan orb açısıyla havadan ve topraktan gelebilecek doğal afet riski de artarak devam ediyor.
Ve son olarak; hayat dersleriyle Mahmut Hoca formundaki Satürn’ün yaralı şifacımız Chiron’la birlikte dolunaya yaptığı (Tanrının Parmağı) diye bilinen yod açı kalıbı ile bu yoruma nokta koymak çok manidar oldu. Özellikle iş, meslek ve kariyer alanında karşılaştığımız kısıtlamalarla, engellerle kitlesel yaralanmalarımızın sonucuyla aslında var olan ama hiç farkında olmadığımız potansiyellerimizin tamamen kadersel etkilerle ortaya çıktığına şahit olacağımız bir dolunaya hazır mıyız?
Kader konuşunca, kul susarmış…
Bu dolunay bize ne getirirse getirsin, en güzelinin geldiğinden hiç şüphemiz olmasın.
Bütünün hayrına şifa olması niyetiyle…
Sevgiler.
Gizem AKIN